20 Eylül 2012 Perşembe

YABAN KAZLARI


Göç eden yaban kazlarının havada süzülürken "V" seklinde bir
formasyonla uçtuklarını görmüşsünüzdür... Bilim adamları kazların
neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar ve ;


...1-) "V" seklinde uçulduğunda, uçan her kus, kanat çırptığında
arkasındaki kuş için, onu kaldıran bir hava akimi yaratıyormuş.
Böylece "V" seklinde bir formasyonda uçan kaz grubu,
birbirlerinin kanat çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akimini
kullanarak uçuş menzillerini % 70 oranında uzatıyorlarmış. Yani
tek başına gidebilecekleri maksimum yolu grup halinde neredeyse
ikiye katlıyorlarmış.

Kıssadan Hisse: Belli bir hedefi olan ve buna ulaşmak için bir

araya gelen insanlar, hedeflerine daha kolay ve çabuk erişirler.

2-) Bir kaz, "V" grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü

diğer kuşların yarattığı hava akiminin dışında kalmış oluyor. Bunun sonucunda,
genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna bu şekilde devam ediyor.

Kıssadan Hisse: Eğer kafamız bir kaz kadar çalışıyorsa; bizimle ayni yöne

gidenlerle bilgi alışverişini ve işbirliğini sürekli kılarız.

3-) "V" grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından yararlanamıyor.

Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda en arkaya
geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna geçiyor. Bu
değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında yer almış oluyor.

Kıssadan Hisse: Yaptığınız her isi, yeri ve zamanı geldiğinde

başkasına bırakmak gerekiyor.

4-) Uçuş hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek üzere

öndekileri bağırarak uyarıyorlar.

Kıssadan Hisse: İlerlemek ve yol almak için bazen başkalarının

uyarılarına gereksinim duyarız. Bundan alınmamalıyız; tam aksine,
böyle uyarıları sevinç ve takdirle karşılamalıyız.

5-) Gruptaki bir kuş hastalanırsa ya da bir avcı tarafından

vurulup uçamayacak duruma gelirse; düsen kusa yardim etmek üzere
gruptan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta / yaralı kazın
yanına gidiyor. Tekrar uçabilene (ya da eğer ölürse, ölümüne
kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla terk etmiyorlar. Daha sonra
kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar. Hiçbir kaz grubu,
kendilerine bu şekilde katılmak isteyen kazları reddetmiyor...

Kıssadan Hisse: Adam olmak sadece insanlara özgü değil....

Sakınınnn!!!

Düşmanından çok dostundan sakın! Çünkü dostluk biterse; sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir. - Bob Marley

19 Eylül 2012 Çarşamba

Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen;


Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen.

Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır.... Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek…

Uzaktan sevmek en güzelidir bazen..

Elif Şafak

İşte tam bu saatlerde

"İşte tam bu saatlerde bir yara gibidir su
Yeni deşilmiş uçlarına sokakların, küçük uçlarında.
Senin o güneş sarnıcı gözlerin
Ölüm yası içindeki bir evde
Olmaması gereken birşey gibi,kırılan bir ayna gibi.
Bu saatlerde. "

Cemal SÜREYA

sevgisiz olmamak lazım ;)


Sadece şefkat iyileştiricidir,
Çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar sevginin eksikliğinden kaynaklanır!

Osho

Sevgili dediğin böyle olmalı-

Mevlanaya sormuşlar "sevgili" nasıl olmalı diye.. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli.. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı..Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı..! Sevgili dediğin fanatik olmalı.. Bütün dünya seni üzdüğünde sana moral vermeli.. Güzel haberler aldığında seninle oynamalı..ve ağladığında seninle ağlamalı...Ama hepsinden daha çok; Sevgili matematiksel olmalı; Sevgili çarpmalı, Sevgili bölmeli, Geçmişi çıkarmalı, Yarınını toplamalı, Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı..ve her zaman..Bütün parçalardan daha büyük olmalı...İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...!!!Mevlana

18 Eylül 2012 Salı

Zamanla geçer, zaman da geçer."

"Seni sana sen’ce anlatacak bir lisanım yok. Şimdi her şeyi zamana bırakma zamanı. Evet! Zaman sadece saatin dönmesi değildir. Zamanla geçer, zaman da geçer."

Kahraman Tazeoğlu

Böyledir sevmek

Böyledir sevmek; gidişine küfrettirir, gelişine şükrettirir.


Kahraman Tazeoğlu

Buna önem verelim..


Değil mi ya??


Kıyılar bahane...

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=364676096946006&set=a.276150905798526.68671.219396454807305&type=3&theater

Hayat bazen kuralsızdır...



Kaynak:https://www.facebook.com/photo.php?fbid=364676096946006&set=a.276150905798526.68671.219396454807305&type=3&theater

Özlemek neden bu kadar yorar insanı?

Sessizliğini dinledim uzun bir süre. Düşündüm taşındım çözümünü bulamadım. Özlemek neden bu kadar yorar insanı? "Özlem" isminin eyleme dönüşme çabasından mı? "Düş" ün, "düşünmek" kadar büyümek özentisinden mi? Beynimin içindeki tüm hayallerin çocukluktan vazgeçip başımın etini yemesi? Ne zaman lafın bir ucu sana çıksa sonuna gelemeden heba oluyor gülümseyişlerim.

Kahraman Tazeoğlu

Acım mı?Kahraman Tazeoğlu'nda sözler


Büyük hayallerin kırıkları da büyük olur...


Aşkın ibadeti


Allah acımasız insanlardan korusun hepimizi


Kahraman Tazeoğlu Şiirleri

Gitmekten vaz mı geçiyorsun yani diye sormuştum; “gitmelerden vazgeçmiş değilim; ben gelmelerden yoruldum” dedi ve yine gitti. Zaten her gelişi gider gibiydi, her gidişi de gelir gibi… Ne yanımdayken mutlu olabiliyordum, ne de ayrı kalabiliyordum. Hem armağan gibiydi gidişi, hem ceza. Ve bir kez daha anladım; gelişigüzeldin sen sevgilim, gidişi değil.

Kahraman Tazeoğlu

''Geçen iz bırakır, geçemeyen yara…''

''Kimi insan, geçmişle geçememişi birbirine karıştırır. Halbuki, geçen iz bırakır, geçemeyen yara…''

Kahraman Tazeoğlu

Çok doğru .kime güveneceğimize dikkat edelim

''Benim en kötü hikayemi,
en güvendiğim insanlar yazdı.''

Cemal Safi

16 Eylül 2012 Pazar

5 Eylül 2012 Çarşamba

İnsanlar Yörüngesiz dönüyorlar üstelik....


Aynennn Öyle....


hiçbir şey için “son” demeyin.

Siz siz olun, hiçbir şey için “son” demeyin.
Neyin gerçekten “son” olduğunu bilemezsiniz.
Hayat bazen, sonuncuyu çoktan yaşatmıştır size, esaslı bir finali bile çok görür; bazense “Bir daha olmaz” zannettiğiniz şeyi, ummadık anda karşınıza çıkarıverir.
En iyisi, her şarkıya son kez dinler gibi kulak vermek, her baharı bir dahakini göremeyecekmiş gibi içine çekmek, her dostla, ana babayla son buluşmaymış gibi sımsıcak kucaklaşabilmek, her aşkı en sonuncuymuş gibi doyasıya yaşayabilmektir.
Can Dündar

3 Eylül 2012 Pazartesi

Öğrendim ki...

Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Geri...sini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.

Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.

Öğrendim ki...
Karşılık vermek
Düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...
'Bittim' dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapanlar.

Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki...
Para ucuz bir başarı.

Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
Kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp
Tamamen farklı şeyler görebilir.

Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
Daha uzun yol yürüyor.

Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.

Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.

Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

Öğrendim ki...
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.

Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki...

Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

Öğrendim ki...

İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki...

Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki...

Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

İNCİ ARAL


 ''..çok yürekli görünürken bu kadar korkak,böylesine evcilken bir o kadar serseri,uysal ve sessiz salınırken cadı gibi inatçı,çoktan esir alınıp bayrağım çiğnenmişken böyle mağrur ve bağımsız..'' İNCİ ARAL

Victor HUGO

Bazen alabileceğin en büyük intikam; affetmektir ve bazen karşındakine verebilecek en güzel cevap gülüp geçmektir.Victor HUGO

Edip CANSEVER


KÜÇÜK İSTAVRİTİN ÖYKÜSÜ


Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp
hızla atıldı çapariye
önce müthiş bir acı duydu dudağında
gümbür gümbür oldu yüreği,
sonra hızla çekildi yukarıya...
Aslında hep merak etmişti
denizlerin üstünü
neye benzerdi acep gökyüzü.
Bir yanda büyük bir merak,
bir yanda ölüm korkusu.
"Dudağı yarıklar" denir,
şanslıdır onlar, hani
görüpte gökyüzünü, insanı,
oltadan son anda kurtulanlar.
Ne çare balıkçının parmakları
hoyratça kavradı onu
küçük istavrit anladı; yolun sonu.
Koca denizlere sığmazdı yüreği.
Oysa, şimdi yüzerken
küçücük yeşil leğende,
cansız uzanıvermiş dostlarına
değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden,
bir kedi yalanarak baktı gözünün içine
yavaşça karardı dünya,
başı da dönüyordu.
Son bir kez düşündü derin maviyi,
beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu.
İşte tam o anda eğilip aldım onu.
Yürüdüm deniz kenarına
bir öpücük kondurdum başına,
iki damla gözyaşından ibaret sade
bir törenle, saldım denizin sularına.
Bir an öylece baka-kaldı
Sonra sevinçle dibe daldı.
Gitti tüm kederimi söküp atarak,
teşekkürü de ihmal etmemişti.
Bir kaç değerli pulunu
Elime, avuçlarıma bırakarak.
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme.
Sorar gibiydiler, neden yaptın bunu, niye?
"Bir gün dedim, bulursam kendimi
yeşil leğendeki
küçük istavrit kadar çaresiz,
son ana kadar
hep bir umudum olsun diye..."

Nazım Hikmet / Dün''Canım"olan yarın"Düşmanım"olmaz benim



Yaşananların hatırı hep saklı ...kalır
Hatırları sorulur selamları hep alınır...
"Sildiklerim" vardır bir de !
Onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır.
Adları anılmaz hatırları sorulmaz sadece beddualarımdır...

Vicdanla birlikte.. "Şeref" ararım ben sevdiklerimde;
Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim..
Zaman gelir "Şerefsizleri" de severim..

Her yerde gözüm kulağım vardır benim
"Eksik söylemek yalan söylemek değildir !" mantığındaki Beni değil kendini kandırır yalnızca...

Bilmezden gelişlerim aptala yatışlarım
Kaybetme korkumdan değil karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır...

"İnkar" olmaz benim hayatımda..
Yaşananı "yaşanmamış" saymam
Sayanlarıda saymam...

Kelimelere sığmaz sayfalar sürer beni anlatmak
Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın;
Yaşayan bilir beni..
Yaşamayan anlamaz...

Ağırdır sevmelerim
Her "YÜREK" taşıyamaz..
Büyüktür umutlarım
Her "OMUZ" kaldıramaz...!''

Tam zamanında



Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zam...anında öpmelisin mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi YAŞAMAK ZAMANI

Can YÜCEL

Keşke Yalnız Bunun İçin Sevseydim Seni



“kuşlar toplanmış göçüyorlarkeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başkakeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“seni o kadar yakından görünce,keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“hızla geçen otobüslerin ardından benzeşmek…keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruzkeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“iyi anlarında sesin kalınlaşıyor.keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“baktım yeri toparlıyor ayak izlerikeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“eşiklere oturmuş bir dolu insankeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“fazıl hüsnü diyor ki, ne diyor fazıl hüsnü?..keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendilkeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“ve konsolun üstünde noksan bir gümüş kutukeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“uzaklardaydın, oracıkta öbür kıtada,keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“ikinci bir parıltı var senin bakışlarındakeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“kehanet adlı kısacık bir şiir buldumkeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizliktekeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“iki çay söylemiştik orda, biri açık,keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“uzaklara bir bakışın vardı kafeteryadakeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“bir şey var, ancak makilerin orda söyleyebilirim,keşke yalnız bunun için sevseydim seni”

“an ki fıskiyesi sonsuzluğunkeşke yalnız bunun için sevseydim seni”

Cemal Süreyya

Güzel Söylenmiş sözlere devam...

Hep denedin. Hep yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil.Samuel Beckett

1 Eylül 2012 Cumartesi

Çanakkale-Güzelyalı


Anladım ki

Anladım ki susmak bir cüsse işi,
Derin denizlerin işi!
Serin suları en hafif rüzgârları bile coşturabiliyor;
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar.

Şems-i Tebrizi

Senin için değildi

Senin için değildi yaptığım onca şey. Sadece sen zannettiğim kişi içindi. ( Elif Şafak)

"Biz dile söze bakmayız

"Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız.. Edep bilenler başkadır, Canı ruhu yanmış aşıklar başka.."

Hazreti Mevlânâ Celaleddin Rûmi

Tanıdığımı sandığım bana

Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda
Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda
Bir yanım memnun oldum diyor,
bir yanım tanıyamadım daha
Samimi değil…
Bir hayli kırıldım…
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

Can Yücel

Bitti o sevda

Bitti o sevda, kesildi çığlıkları martıların...
Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti...

Edip Cansever